1. Haberler
  2. Cemal Şencan
  3. ALO 444…… SAÇMALIĞI

ALO 444…… SAÇMALIĞI

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

cemalBulunduğunuz yerde bir abonelik almak için bayiye gidiyorsunuz. Birkaç işlemden sonra bir sözleşme yapıyorsunuz ve bir suretini alıp ayrılıyorsunuz. Buraya kadar hiçbir sorun yok.
Ancak, diyelim ki bir sorunla karşılaştınız. Sorununuzu çözmek için abone işlemlerinizi yapan bayiye gidip nafile derdinizi anlatıyorsunuz. Bayi size, bu sorununuzu müşteri hizmetlerimizin 444 … numarasını arayarak bildirin çözümü onlar sağlayacak cevabını alıyorsunuz. Biçare bir vaziyette evinize yada işyerinize gelip başlıyorsunuz size verilen numarayı aramaya. Birkaç hamleden sonra karşınıza telesekreter çıkıyor ve size bir takım seçenekler sunarak ilgili bölüme ulaşmak için numarayı tuşluyorsunuz. Muhtemelen karşınıza bir telesekreter daha çıkıp yine aynı süzgeçten geçiyorsunuz. Çoğu zamanda “sizi beklettiğimiz için özür dileriz sizden önce başvuru olduğu için falan numaralı sıradasınız” diye uzayıp gidiyor.
Bu hikayeyi bu makaleyi okuyan herkes mutlaka yaşamıştır. Bir sürü zaman harcayarak diyelim ki nihayet muhatabınıza sağ salim kavuştunuz. Karşınıza çıkan görevli başlıyor size ahıret soruları sormaya. Annenin kızlık soyadınız ikinci harfini es kaza yanlışlıkla söyleyemezseniz yandınız demektir. Diyelim ki bu sınavı da kazasız, belasız atlattınız. Başlıyorsunuz sorununuzu anlatmaya. Sizi dinleyen görevli muhtemelen size bir takım sorular daha yöneltiyor. Onları da yanıtladıktan sonra karşınızdaki; “efendim sizi anlıyorum, sorununuzu yetkili bölüm yada kişilere ileteceğin, sonuç size mesaj yoluyla bildirilecektir” cevabını aldıktan sonra, yaralı bir kuş gibi gelecek olan mesajı bekliyorsunuz.
Diyelim ki beklediğiniz mesaj geldi ama sizi tatmin etmedi. Tekrar 444….. diye başlıyorsunuz ve aynı badirelerden geçtikten sonra ilgili kişiye ulaşmayı başarıyorsunuz. İlgili kişi “efendim bu konuda sizi daha önce arayarak konuyu size bildirmişiz ve siz de bunu evet diyerek onaylamışsınız” cevabı üzerine bir travma yaşamanın verdiği çaresizlikle, o ses kaydını istiyorsunuz. Aldığınız yanıt; “ses kaydını size veremeyiz efendim ancak dava konusu olduğunda mahkeme bizden isterse ancak o zaman mahkemeye verebiliriz” cevabını şak diye almış oluyorsunuz.
Görülüyor ki, teamül olarak asıl muhatabınız olan bayi devre dışı bırakılarak, hakkınızı aramama tuzağının içine çekilmiş oluyorsunuz.
Yahu be kardeşim bana çektirdiğin yetmiyormuş gibi, bana istediğim belge ve bilgileri neden vermiyorsun?
Sen zaten o kurumu alırken bin bir şakrabanlık yaparak ucuza kapatmadın mı?
Senin sicilin zaten bozuk değil mi?
Ben sana nasıl inanırım?
Sana inanmam için geçerli bir neden söyleyebilir misin?
Yahu daha açığı sen soyguncusun soyguncu.
Ancak suçun hepsi elbette sende değil.
Senin gibi soyguncuya yok pahasına vermelerinin yanı sıra, seni her türlü tehlikelere karşı koruyucu, sana özel yasa çıkartanlarda.
Görülüyor ki seninde sicilin bozuk, dayılarının da, ağa babalarının da sicilleri bozuk.
Saygılarımla.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!