ALMANYA’DA TÜKETİCİ HAKLARININ KORUNMASI

Almanya’da tüketici haklarının korunması ile bizdeki tüketici haklarının korunması hakkındaki farkın ne olduğunu Almanya’da gürdüm.
Diyelim ki bir ticari işletmeden satın alınan herhangi bir beyaz eşyanın (buzdolabı, çamaşır makinesi, ekmek makinesi vb.) garanti süreci içinde bozulması ve bozulan bu beyaz eşyanın yerine bu kez yenisinin verilmesini bu farka örnek olarak gösterebiliriz.
Konuyu biraz daha açarsak;
Bir yıl önce 12/12/2011 tarihinde, Almanya’dan garanti süresi üç yıl olan bir ekmek makinesini satın alarak Türkiye’de kullanmaya başladık.
Aradan geçen bir yılda kullandığımız ekmek makinesinin çalışmasında bazı aksamaların meydana geldiğini gördük ve makineyi Almanya’da satın aldığımız süper markete tekrar götürdük ve bize en kısa zamanda bu konu hakkında bilgi vereceklerini söylediler.
Aradan üç hafta geçmeden bu kez yeni bir ekmek makinesini üretici firma kargo ile Almanya’daki adresimize gönderdi.
Bu durum Almanya’da ticaret erbabının tüketicilere karşı verdiği önemin bir göstergesidir.
Gelelim ülkemizdeki tüketici haklarının durumuna;
Üzülerek ifade etmek gerekirse yukarıda açıklanan bu olaya Türkiye’de rastlamak pek olası değildir.
Gerçi yasa koyucu, tüketici haklarını korumak amacıyla 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması“ hakkında bir yasa çıkartmış ama biz tüketiciler bu yasayı ve uygulamasını acaba biliyor muyuz?
Bilsek bile tüketici olarak hakkımızı arıyor muyuz?
Arasak bile ticari firmalar biz tüketicilere konu hakkında yeterli bilgi verirler mi?
Ya da “binbir dereden su getirmek“ kaydıyla kendilerini haklı mı çıkartmaya çalışırlar?
Bu sorulara olumlu bir yanıt veremeyiz.
Örnek mi istiyorsunuz?
İşte örnek;
Kullandığım televizyonda, yanlız TRT’nin TV-Müzik kanalı çıkmadığı için – diğer tüm kanallar çıkıyordu – uydu alıcısını bu konularda uzman olduğunu ifade eden Mahmutlar’daki bir firmaya elden götürdüm.
Firma çalışır durumdaki bu uydu alıcısını üzülerek ifade etmek gerekirse tamamen bozarak bana teslim etti.
Teslim ederken de binbir dereden su getirerek kendilerini haklı çıkartmaya çalıştılar.
Biz de her ihtimale karşı bu kez uydu alıcısını Alanya’daki yetkili servise götürdük ve yetkili servis bu alıcının tamamen bozulduğunu ve tamir edilemez bir durumda olduğunu söyledi.
Böyle bir durumla Almanya’da karşılaşamazsınız.
Adamların çalışır durumda olan bir uydu alıcısını bozup binbir dereden su getirerek kendilerini haklı çıkarttıkları görülmemiştir.
İşte aramızdaki fark budur.
Ticaretle uğraşmak bir yönde sırf kendi çıkarını düşünüp “şark kurnazlığı“ yaparak mal ve hizmet satmak değildir.
Müşterilerine karşı güvenli bir şekilde mal ve hizmet satarak karşılığını almak demektir.
Bunun örneğini yukarıda açıklamaya çalıştığımız ekmek makinesinde gördük.
Almanya’dan verdiğimiz bu gibi örneklerin ülkemizde de uygulanması için, tüketicilerin hakları ile üreticilerin yükümlülüklerinin ve işletmeciler ile tükeciler arasındaki mevzuatın bilinçli bir şekilde yerine getirilerek uygulanması en büyük dileğimizdir.