ALMANYA’DA KENTSEL YAŞAM-Ender Karaca
3 Mart 2011 tarihinde Almanya dönüşümüzde Münih kentine gelmeden önce uçakta bu kenti kuş bakışı olarak izlediğimiz zaman kentleşmenin neyi ifade ettiğini ve bu kentlerin yerinin nasıl seçildiğini gördüğümüz zaman, insan ister istemez “neden bizim ülkemizde bu gibi uygulamalar olmuyor?” şeklinde bir soru aklımıza geliyor.
Öncelikle Almanya’daki bu kentlerin tarihi dokusu ile birlikte var olan doğal güzelliklerini hiç bozmadan yıllardır aynen muhafaza ettiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Örneğin; herhangi bir kent ve bu kentin hemen yanında belki yüzlerce dönüm orman alanı var.
Bize göre ters gelen ancak Alman’a göre doğru olan görüş doğrultusunda bu kent orman alanının dışında boş bir araziye yıllar önce kurulmuş ve aynen tarihi ve doğal güzellikleri ile birlikte muhafaza edilmiştir.
Bunun gibi yerleşim yerleri Almanya’nın her tarafında görülebilir.
Bunun yanında bu kentlerin temel özelliklerinin başında kenti yönetenlerin o kentte yaşayanların yaşam koşullarını en iyi bir şekilde sağlamaya çalıştıkları görülmektedir.
Seçilen yerel yöneticiler “uzun yıllardır” bunu bir görev olarak benimsemişlerdir.
Bu konuları daha önce de birkaç kez Mahmutlar Post Gazetesi’nde dile getirdim ama insan bu gibi yerlere tekrar gittiği ve gördüğü zaman ister istemez kıyaslama yapıyor.
Örneğin; geçen ay Almanya’nın Kiel kentine yoğun bir şekilde kar yağmıştı.
Yağan kar nedeniyle kapanan özellikle “Bisiklet yollarının” açılması için anında kar temizleme makineleri devreye girerek öncelikle bu yolları temizlediler.
Çünkü bu kentte yaşayanların büyük bir kısmı otomobil yerine bisiklet kullanmayı tercih ettikleri için bu yollar temizlendi.
Başka bir örnek; en az 130-140 sene önce düzenlenen imar planlarına göre yapılan örneğin; 3 katlı binalar daha bakımlı bir hale getirilmiş olup herhangi bir proje değişikliklerine gidilmeden aynen muhafaza edilmiştir.
Öyle bizde olduğu gibi örneğin; 20 senelik bir daireyi satın aldığımız zaman yok balkonun oda haline getirilmesi, yok pencerelerin genişletilerek büyütülmesi, yok çıkma balkonların panjurla kapatılması gibi proje değişikliğine gidildiği zaman Alman yetkili hemen kapıya dikilir ve hesap sorar.
Bu durumu Almanya’da oturanlar gayet güzel bilir ama örneğin; Mahmutlar’da daire satın aldıkları zaman “Nasıl olsa bize bir şey demezler” görüşüne göre hareket ederek yine bildiklerini okurlar.
Bu durum bir yönde kent estetiğini de bozar.
Bunun gibi çok sayıda örnekler verilebilir.
Esasında seçilen her yerel yöneticinin bu gibi yerlere giderek genelde kentleşme konusunda sığ görüşünü, akıl ve bilimi baz alarak değiştirmesi temenni olunur.
Unutmayalım bizler kent yaşamına henüz alışmış bir durumda değiliz.