1. Haberler
  2. Sudi Çandır
  3. ALIŞKANLIKLARIM

ALIŞKANLIKLARIM

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudiİnsanların alışkanlıkları ve alışanları farklı farklıdır.
Güne ne kadar rutin başlarsam başlayayım bir şekilde renk katmayı başarırım.
Sokağa çıktığımda ilk “günaydını” bizim dövizci ikizlere dilerim.
Laf aramızda hangisi hangisidir hala çözemedim.
Günlerden Salı ise köşedeki simitçiyi Mahmutlar Post Gazetesi okurken görürüm. Yatmaz taksiye vardığımda mutlaka tokalaşır ve hal hatır sorarım.
Hepsi pırlanta gibi insanlar. Ulusoy turizmde İbrahim Bey hep dalgın ve düşünceli bir şekilde oturur.
Çoğu zaman selamımı duymaz ama ben ısrarla yineler geçerim.
Asker emeklisi Saim kardeşimi arar mola kafe ve ya başka bir mekânda tavla oynarım.
Kendisi duymasın ama her gün çay parası ödemekten aylık gider kalemleri değişti.
Bilerek yenilmek istemiyorum.
Bizim Kasımoğlu ağa işyerindeyse iki lafın belini kırarız.
Ama yoksa da Recep kardeşim bir çay ikram eder.
Perdeci Nurettin’in çayını içmeden önce bir deniz havası alır bizim Sipsi’nin orada olmasını dilerim.
Arada telefon konuşmalarını saymazsak genelde insanlarla sohbet ede ede yürürüm.
Yürümeyi çok seviyorum.
“Tek kişilik en güzel spor” diye düşünüyorum.
Günlük rutin yürüyüşlerde muntazam olarak karşılaştığım tek kişi Emin Narman’dır.
Eskiden Zihni başkanla karşılaşırdık ama sanıyorum ya güzergâh değiştirdi ya da sporu bıraktı. Hancı ve simit sarayı haftada bir kez uğradığım mekanlardan.
Kahveye gitmem ama Adanalı Halil mutlaka demli çayı orada ısmarlar.
Hancıda oturuyorsam bizim dövizci Şahin’i mutlaka görürüm.
O AKP’yi över, ben gülerim.
Keşoğlu’nun uzaktan selamlaşmasını iş yoğunluğuna bağlıyorum…
Kırşehirli Tacettin’in bir kahvesini içerim ama konu hep son anda kaçan vekillik fırsatı olur. Hıdır Arzuman ve elektronikçi Ümit haftada en az bir kez bir mekânda karşılaştıklarımdır.
Bu arada Arkadaş kafeyi mutlak tavsiye ederim.
Sevgili Mesut İlhan “bedava reklam yapıyorsun hoca” der mi bilmem ama olacak o kadar. Günaşırı doğaya kaçıyor ve elimden geldiğince fotoğraf çekmeye çalışıyorum.
Bu resimleri beğenen sosyal medya arkadaşlarımın ilgisine teşekkür ediyorum.
Mümkün olduğunca haber dinlememeye çalışıyorum.
Memleketle ilgili olumlu olumsuz hiçbir şeyi duymak istemiyorum.
Belirli yaşa geldik kalbe dikkat etmek lazım.
Kalp demişken orada durmak istiyorum.
Deniz kabuklarıyla ve cümlelerle en barışık dönemimi yaşıyorum.
Birde İbrahim Sayar’la en dakik günlerimi.
Her akşam Kestel’e geldiğinde beni arar.
Taksim Fasıl Bar civarında telefon çekmez ben her dediğine anlamış gibi “he he” deyip geçiyorum.
Umarım kötü bir şeyler söylemiyordur..
Bu yazıyı sabaha bırakmayı düşünüyordum ama sevgili editörüm Fatoş hanımın “yazınız hazır mı?” diye sormasına zemin hazırlayarak kendimi önemli bir yazarmış gibi hissetmek istemiyorum.
Kısacası benim içişlerle, komşularla ve küresel güçlerle bir sorunum sıkıntım yok.
Gerisini devlet büyükleri düşünsün..

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!