LAF OLSUN DAN MASALLAR
Karada yaşayan hayvanların en büyüğü fil’dir. “Fil” denince akla gelen ilk şey, hortumudur.
Birçok insan, Fillerin hortumlarıyla su içtiğini sanır. Oysa onlar hortumlarıyla suyu çeker kendi ağızlarına püskürtürler.
Anne filler, hiç bıkmadan yorulmadan, tam altı ay boyunca yavru fillere hortumlarını nasıl kullanacaklarını öğretir, on iki yıl hiç yanından ayırmazmış.
Fillerin kulakları çok büyüktür. Normalde bunun daha iyi duysunlar diye olduğunu düşünürüz değil mi?
Oysa o iri vücutlarını serinletmek için bir yelpaze gibi kullanırlarmış. Yaklaşık 4 KM gibi bir mesafeden karın gurultularıyla birbirleriyle iletişim kurarak bu alanda en iyi iletişim sistemine sahip olduklarını ispat etmişlerdir.
Günün en az 15 ila 16 saati beslenirlermiş.
Yetişkin bir fil, günlük 350 Kg kadar ot tüketirmiş. Sanırım “Fil gibi hortumluyorsun” sözü oradan gelir.
Her mevsim göç etmek zorunda olan filler, göç yolu olarak hep aynı güzergâhı kullanırlarmış.
Bu göç esnasında en büyük tehlike ise aç Aslan sürüleri olurmuş.
Özellikle genç yavrular, Aslan sürüleri için en çok tercih edilen avlar arasındaymış.
Buna rağmen sürüden ayrılmamışsa bir file yaklaşmak her babayiğidin harcı değilmiş.
Yani birlik ve beraberlik içinde olan fillerin, Aslan tarafından avlanamayacağını söylüyor laf olsun dan masalımız.
Yine uzun ve yorucu bir göçten sonra 4 ay boyunca yaşayacakları ormana gelen fil sürüsü, geceyi orada geçirmiş. Sabah kalkıp ormanı dolaşmışlar hep birlikte. Tehlike nereden gelir?
Nerede konaklayıp, nerede beslenip, nerede su içmeliler ona karar vermişler.
Derken, fil başı (Öyle bir şey var mı bilmiyorum. Ben uydurdum) sürüyü toplayarak, geleneksel fil festivaline hazırlanmalarını istemiş.
Öyle ya, yüzlerce Km yol kat edip yorularak, tehlikeli Aslan sürülerini atlatıp birçok bilinmeyen düşmanla mücadele ederek gelmişler ormana.
Eğlenmeye onlarında hakkı var.
Beklenen gün gelmiş.
Sabah kahvaltısından sonra eğlenceye başlamışlar. Vur patlasın çal oynasın halaylar çekmiş, şarkılar söylemişler.
Söz konusu fil olunca sizler gürültüyü düşünün artık!
Fillerin bu eğlencesinden rahatsız olan karıncalar, aralarında toplanıp kral karıncaya durumu bildirmişler.
Kral karınca, krallığın verdiği güçle başını yuvadan çıkarıp yüksek sesle “Kimsiniz ulan” diye bağırmış.
Fillerin umurunda mı?
Ufku büyük olan insanlar, davası büyük olan insanlar da öyle değil midir?
Bir Aslan sürüsüyle mücadele edenlerin, karıncaları duyacağını düşünmek ne kadar büyük saflık olur değil mi?
Yarın Ankara’dayız. İnşallah her şey beklediğimiz gibi gelişir. Ve Hep birlikte şarkılar söyler, halaylar çekeriz. Karıncaların ne dediğini umursamadan…!