HAYIRLI BAYRAMLAR
Hepimizin, hani o her zaman özlemle andığı “Eski Bayramlar” var ya…
Eski bayramların tadını alabilme heyecanının nedenlerini düşünenlerimiz çok olmuştur.
Çoğumuzun belki de o zamanlarda dedeleri, büyükanneleri hayatta iken geçirmiş olduğu bayram coşkusu nedeniyle daha çok haz ve sevinç duyardık.
Çok uzaklara gitmeye de gerek yok.
Bir kere “Bolluk” yoktu. Hani derler ya “yedi sente muhtaçtık”.
Ya “Bereket” var mıydı?
Belki de bu zamanlara göre kendi çapında…
Yok, yok aslında; “Bereket eskiden daha çok vardı” diyenlerimiz çıkabilir.
Hele bir de Teknoloji, mümkün mü?
Bugünün ramazan ayında araçla bile doksan kilometreyi “seferi” sayanlarımız çok olduğuna göre…
Şimdiki zamane çocuklarına bakar mısınız, hiçbir şeyi de beğenmezler?
Haydi, kendisine sormadan, markası olmayan bayramlık giyecek almaya kalkın da görelim…
Suçlu olanın çocuklardan ziyade teknoloji ve ayak uydurmakta zorlandığımız bizler olduğunu söylemem lazım.
Dedim ya onlar zamane çocukları, hepsi de yetişmekte zorlandığımız değerlerimiz.
“Bu bayramda ne konuşuruz” diye sormamıza gerek yok galiba.
İlk sırada hangisi olur bilmem ama ben dedikodu sınıfına girmediği için “Sıcaklar” kısmını koydum…
“Dedikodu” kısmından vazgeçtim.
“Tartışma konusu” diyelim isterseniz…
Aslında Ülkemizin futbol kulüplerinde olduğu iddiası her zaman dilden de olsa söylenen ve Fenerbahçe Spor Kulübü üzerinde yoğunlaşan şike iddiaları…
Türkiye Futbol Federasyonu tarafından şampiyonlar ligine katılması son anda yasaklanarak, yerine aynı iddia ve şaibelere sahip olan Trabzonspor’un katılması kısmına UEFA’nın karar vermiş olması, gündem ve tartışmaları ayrı bir boyuta taşımaya yetti.
Düşünürseniz, çok tehlikeli ve hassas…
“Yönetici olmak, sorumluluk ve cesaret, bir o kadar da irade ister” sözü, oturup düşünülmesi gereken konudur.
Ülkenin belki de en büyük, en köklü kulübün yönetimi tarafından kötü süreçte en az hata ve zarar ile nasıl çözme cesareti ve gayreti içerisinde olabilselerdi keşke…
Mustafa Kemal’in dediği gibi; “Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlaklı olanını severim” sözü keşke iki dudağımızın arasında kalacağına yüreklerimize kazınsaydı…
Şimdi Sayın başkanın büyüklüğü, keşke Fenerbahçe’den daha büyük olmasaydı?
Keşke “Bir çuval incir” misali;
ÖSYM Başkanı Ali Demir ile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım özellik olarak kesişmeseydi?
Farkları mı?
Ali Demir’in öğrencileri onu hiç sevmedi. Aziz Yıldırım taraftarı onu hep kucakladı, benimsemeye devam etti. Tabiri caizse, dediklerine göre “satmadılar”.
Ama yöneticilerin de, taraftarının da unuttukları birisi vardı…
Tarihler yazan, şanlı ve en büyük;
“Fenerbahçe Spor Kulübü”…
*** *** ***
Malum turizmci eşrafındanız.
Bu bayramda birçok dostlarımızı, akrabalarımızı ve arkadaşlarımızı görüp, dertleşme veya eski bayramları konuşma fırsatı bulamayabiliriz…
Ben şimdiden herkesin Mübarek ramazan bayramını kutluyor, sağlık ve esenlikler diliyorum.
Sağlıcakla Kalın…