2011 GENEL SEÇİMİNDE TEMSİLDE ADALET SAĞLANACAK MI?

Bu hafta sonu yapılacak milletvekili genel seçiminde çoğulcu demokrasinin temel ilkelerinden biri olan “temsilde adalet” sağlanacak mı?
Hiç tahmin etmiyoruz.
Çünkü şu anda uygulanan yüzde 10’luk seçim barajı nedeniyle vatandaşların verecekleri oyların büyük çoğunluğu bu barajı aşamayacağı için başka partilere verilecek bu oylar boşa gidecek.
Bu barajın daha alt düzeylere inilerek örneğin; yüzde 3 ya da yüzde 5’lik bir düzeyde uygulansaydı halkın temsilcisi olarak değişik partilerden gelecek milletvekili adayları seçime katılır belki de kazanırdı.
Bu durum” temsilde adalet” prensibine de uygun düşerdi.
Herhalde bizim özelliğimizden olacak delege seçimi ile işbaşına gelecek herhangi bir siyasal partinin başkanı yeri geldiği zaman “küçük olsun, benim olsun” görüşüne göre hareket ederek o partiyi “liderlik sultasına” göre yıllarca yönettiği görülmektedir.
Hal böyle olunca yüzde 10’luk seçim barajını aşarak TBMM’ne girmeye hak kazanan herhangi bir partinin milletvekilleri de bu konumlarını kaybetmemek için “en büyük başkan bizim başkan” diyerek o parti başkanının vereceği talimatlar doğrultusunda hareket ederler.
İşte bu durumun giderilmesi için o partiden milletvekili adayı olacak kişilerin öncelikle o il bazında o partiye kayıtlı üyelerce seçilip o partinin genel merkezine bildirilip ve genel merkezce o adaylar bu şekilde seçimlere girip kazansaydı bu durum hem temsilde adalet prensibine uygun düşerdi hem de o partideki liderlik sultası ortadan kalkardı.
Bizim gibi demokrasi bilincinin henüz oluşmadığı toplumlarda bu gibi aksaklıklar ortaya çıkabilir.
Önemli olan bu aksaklıkların giderilmesi konusunda bizi yönetenlerin çoğulcu demokrasinin temel ilkelerini bilerek uygulamaları gerekirdi.
Gelelim birkaç gün sonra yapılacak milletvekili genel seçimlerine;
Özellikle parti liderlerinin yaptıkları propaganda konuşmalarında her halde bizim özelliklerimizden olacak “o onu dedi, bu bunu dedi” şeklinde konuşmalar yer aldı.
Esasında ülkemizde çözüm bekleyen büyük sorunların başında işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, gelir dağılımında yaşanan büyük adaletsizlik, sıcak paraya teslim olmuş bir ekonomik düzenle birlikte cari işlem açığının sürekli artması gelmektedir.
İşte parti başkanları bu gibi sorunlara ne gibi çözüm önerileri getirecekleri yerde gereksiz konularda toplumu meşgul ettiklerini söyleyebiliriz.
SONUÇ
Bu çarpık seçim sistemine göre verilecek oyların büyük çoğunluğu kamuoyu yoklamalarında görüleceği üzere herhalde bir partiyi tek başına iktidara getirebilir.
Bu durum “yönetimde istikrarı” sağlayabilir ama “temsilde adaleti” sağlayamaz.
Unutmayalım çoğulcu demokrasinin temel ilkelerinden biri de temsilde adalettir.
Bunu sağlamak için de toplumun yüzde 10’luk seçim barajını dikkate alarak özellikle bu seçimde “üniter devletimizin varlığını ve devamını düşünerek “ Yüce Atatürk’ün ilke ve devrimlerini yürekten benimsemiş olan adaylara oy vermelerini dileriz.