TEMSİLDE ADALET – ENDER KARACA
Kim söylemişse doğru söylemiş, çoğulcu demokrasi baz alınarak bir ülkenin parlamentosuna seçilen kişilerin niteliği ya da kalitesi o toplumun genel özelliği ile birlikte o ülkenin siyasal durumunu da belirler.
Örneğin;
O ülkedeki siyasal partilerin başkanları değişmeden yıllardır yine o partilerin başında başkan olarak bulunuyorsa,
Yine o ülkedeki siyasal partilerin başkanları yeri geldiği zaman “Ben artık bu ülkeye ya da bu partiye hizmet veremediğim için seçimlerde başarılı olamıyorum” demiyorsa,
Demedikleri içinde yıllardır aynı kişiler ya parti başkanı ya da o partinin yetkili kurumlarında görev yapıyorlarsa,
Parlamentoya seçilecek kişiler o yöredeki halk tarafından değil de o partinin genel merkezince saptanarak seçimlerde aday olarak gösteriliyorsa,
Ortada halkın serbest iradesine göre seçilen parlamenterler değil de o parti başkanının önerisi ile genel merkezce seçilen parlamenterlerin durumu akla gelmektedir.
Tabi bu durum partilerin iç işleri ve yapılarının tamamıyla antidemokratik ve mutlakıyetçi olmasından kaynaklanmaktadır.
O zaman partilerde liderlik sultası egemen olur.
Bunları neden dile getiriyoruz?
Çünkü bu koşullarda oluşan parlamento çoğulcu demokrasilerin olmazsa olmaz koşulu olan temsilde adalet prensibinin o ülke yönetimine tam olarak yerleşmediğini göstermektedir.
Yerleşmediği içinde örneğin; o toplumda çözüm bekleyen bir hayli yaşamsal sorunlar varken toplum yeri geldiği zaman gereksiz konularla meşgul edilmektedir.
Örneğin; ülkemizi ele alalım
İşsizlik çığ gibi büyüyorsa.. gelir dağılımında ki adaletsizlik hat safhaya ulaşmışsa.. ülkenin ekonomik durumu dışarıdan gelecek sıcak paraya bağlanmışsa.. devlet bütçesi sürekli açık veriyor ve bu açık gün geçtikçe daha da artıyorsa.. bu artışı gidermek içinde dolaylı vergiler sürekli artırılıyorsa ancak emeği ile geçinen vatandaşların elde ettikleri gelir bu koşullarda sürekli düşüyorsa ortada bir an önce çözüm bekleyen bu ve buna benzeyen bir hayli sorunlar bulunmaktadır.
Bu sorunların çözümü yerine açılım denen bazı sorunların ortaya çıkarıldığı görülmektedir.
Bunlardan Kürt sorunu toplumu bir hayli meşgul etmektedir.
Bizce bu sorunun çözümü ağalık denen orta çağdan kalma ve ne ifade ettiği belli olmayan bir oluşumun ortadan kaldırılarak toprak reformuna gidilmesidir.
Ancak çok partili yaşama geçtiğimiz 60 yıldan bu yana toprak reformu konusunda her hangi bir tasarı hazırlanıp parlamentoya sunulmamıştır.
Nedeninin başında bu ağaların 60 yıldır parlamentoda görev yapmalarıdır.
Çünkü parlamentoda temsili adalet prensibi bu ve buna benzer nedenlerden dolayı demokrasimize henüz tam olarak yerleşmemiştir.
Netice olarak diyebiliriz ki;
Toplumda oluşan tüm sorunların çözüm yeri parlamentodur.
Bu parlamentonun temsilde adalet prensibine göre uygun bir şekilde oluşması içinde alınacak başka önlemlerin yanında gerekli yasal düzenlemelerin örneğin; Seçim Yasasıyla birlikte Siyasal Partiler Yasasının günün gelişen koşullarına göre yeniden düzenlenerek hazırlanması yerinde olur kanısındayız.
Ayrıca tüm Mahmutlar halkının Kurban Bayramını içtenlikle kutlarım.