1. Haberler
  2. Ender Karaca
  3. 95 Yıl sonra Lozan’ın …

95 Yıl sonra Lozan’ın …

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

95 YIL SONRA LOZAN’IN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ (2)

95 yıl önce yedi düvele karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı verilerek kurulan ve bunu da 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan’da yapılan bir anlaşma ile pekiştiren başta Yüce Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere bu konuda emeği geçen tüm vatanseverleri saygı ve minnetle anıyoruz.
Yapılan bu anlaşma sırasında İngiliz delegesi Lord Gürzon’un İsmet İnönü’ye söylediklerini de unutmamız gerekir.
“Aylardır müzakere ediyoruz. Arzu ettiklerimizden hiçbirini alamıyoruz. Memnun değiliz sizden. Ama ne reddederseniz cebimize atıyoruz. Cebimizde saklıyoruz. Memleketiniz haraptır. Yarın geleceksiniz bunları tamir etmek için kalkınmak için yardım isteyeceksiniz. O zaman bu cebime koyduklarımdan her birini birer birer çıkarıp size vereceğim.”
İsmet İnönü verdiği cevapta şöyle demişti; “Çok emekle bu sonuca vardık. Şartlarımız milletimize göre haklıdır. Bunları ne olursa olsun alacağız. Siz şimdi verin. Sonra gelirse istediğinizi yapın…”
Bugün aradan 95 yıl geçtikten sonra insanın aklına “acaba Lord Gürzon haklı mıydı?” sorusu geliyor.
Özellikle 1980 sonrasındaki gelişmeler düşünüldüğü zaman Lord Gürzon’un cebindekilerinin tümünü çıkarttığını görüyoruz.
Kefen bezinden, toplu iğnesine; şekerinden, kurşun kalemine kadar her şeyi dışarıdan almak zorunda kalan ve uzun yıllar süren savaşların perişan ettiği; nitelikli elemanları olmayan genç ve yetenekli kuşaklıları savaşlarda erimiş, o günlerin onurlu Türkiye’si ile günümüz Türkiye’si karşılaştırıldığında özellikle ulusal bağımsızlığımıza duyulan saygı ve özen ulusal egemenliğin paylaşmazlığı gibi pek çok temel ve moral konularında nasıl geriye doğru gittiğimizi derin bir acı duyarak görmekteyiz.
Günümüz Türkiyesi’nde; bu moral ve gerilemenin hatta çöküntünün nedenlerini düşündüğümüzde Lor Gürzon’un İsmet İnönü’ye söylediklerini de anımsamamız gerekiyor.
Özellikle 2000’li yıllardan başlamak kaydıyla ekonomimizin sıcak paraya dayalı yüksek faiz ve rant koşullarının egemen olduğu bir düzen içinde olduğunu görmekteyiz.
Bu durum üretim yerine tüketime dayalı bir sistemi getirmektedir.
Daha doğrusu üretmeden tüketen bir toplum yapısına sahip olduk.
Bugün ülkemiz dünyada en borçlu ülkeler arasında yer aldığı görülmektedir. Bu durum siyasal bağımsızlığımızı da büyük ölçüde tehdit etmektedir.
Lozan biçimsel olarak o günlerden günümüzde görülmekte olan tek anlaşma olmasına karşı “Ruhundan” bir şeylerin eksildiğini görmekteyiz.
Eğer Lozan’ın oluşturduğu Ulusal Ant hudutlarını korumak istiyorsak, Lozan’ın ruhunda korumamızın önemini anlamak için henüz vakit varken bir şeyler yapmak gerekir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; Yüce Atatürk’ün yaklaşık bir asır önce dile getirdiği iktisadi ve tam bağımsızlık konularındaki görüşlerinin bizi yönetenler tarafından dikkate alınarak uygulanması gerekir.
“Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisat zaferiyle taçlandırılmazlarsa elde edilen zaferler sürüp gidemez, az zamanda söner”
“Temel ilke Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleşebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir millet medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan kurtulamaz.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!