ERZİNCAN ŞEKER FABRİKASININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ (2)
Geçen haftaki makalemde Erzincan’ın geleceği için çok önemli olan Erzincan Şeker Fabrikasının diğer 13 şeker fabrikasıyla birlikte özelleştirilme kapsamına alındığını ancak bu özelleştirilme işleminin ileride telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağını açıklamıştım.
Konuyu bu kez özelleştirme bazında ele alırsak; zarar eden bir fabrikayı özel sektör almaz. Alsa bile üretim kapasitesini artırmaz ve fabrikadaki eleman sayısını en aza indirerek en az maliyetle en fazla kar peşinde koşar.
Ya da kamu yatırımları ile kurulup sonradan özelleştirilen Erzincan Sümerbank İplik Fabrikası ile Sümerbank Kundura Fabrikaları gibi kapanır.
Esasında bu fabrikanın özelleştirilmesi yerine özerkleştirilmesi daha doğru bir yaklaşımdır.
Bunun için pancar üreticisi olan çiftçiler, fabrika çalışanları ve Erzincan halkının iştirak edeceği bir sistemin kurulması daha doğrusu fabrikanın bölge insanının sahipleneceği bir hale getirilmelidir.
Çünkü şekerin ham maddesi olan pancarı çiftçi üretmekte ve bu hammaddeyi fabrikada çalışanlar işlemektedir.
Bu durumda üretim ve işleme çağdaş bir yönetimle başarıya ulaşabilir.
Bunun yanında kamuoyunun kaygısı özelleştirildikten sonra kapatılan ya da devre dışı bırakılan süreçte pancar şekerine ait pazar payının nişasta bazlı şeker üretiminin yerini alacağıdır.
Yazılı ve görsel medyada okuyor ve izliyoruz.
Dünyada şeker politikaları sadece şeker üretmek üzere hazırlanmış politikalar değil aynı zamanda sosyo-ekonomik yaşamın gelişmesine katkıda bulunan ve insan sağlığını yakından ilgilendiren bir politika yaklaşımıdır.
Bu nedenle yüksek bir katma değer yaratan şeker sektörünün geleceği aslında pancar üreten çiftçisinden işçisine yan sektörlerdeki çalışanlardan tüketicisine kadar tüm toplumu ilgilendirdiğini unutmayalım.
Bu da ne demektir, Erzincan dahil 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi yerine kamuya mal edilerek özerkleştirilmesi yerinde olur görüşündeyiz.