YAZILANLARDA ATATÜRK

Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde sık aralıklarla illerin tanıtım günleri yapılmaktadır.
Kanımca çok da iyi olmaktadır.
Tanıtım günü yapan il insanlarının/hemşehrilerinin dışında farklı illerden de çok insan tarafından ziyaret edilmektedir.
Bunu çok önemsiyorum.
Yani, kendini tanıtmak isteyen il; ürününden, imalatından, kültür ve sanatından, tarihinden neye sahipse/nesi varsa, Ankara’da yaşayan herkesle bunları hem paylaşıyor, hem de tanıtıyor.
Örneğin Hatay’a gitmeden, adeta Hatay ayağınıza geliyor, taşıyla, toprağıyla, sanatıyla, kültürüyle ve tarihiyle.
Yine bu ilde üretilen “zahter”i kaç kişi biliyor.
Toz halindeki bu gıdayı, sabah kahvaltısında ülkemizin sermayesi olan sızma yağa ekmeğinizi bandırdıktan sonra, zahtere batırıp yiyin, sonra da bunu öğrenin demek isterim.
Gazi Mustafa Kemal için hayati önem taşıyan Hatay’ın, Atatürk tarafından nasıl bir siyasi manevra ile Anadolu vatan toprağına katıldığını öğrenmek istemeyenin olacağını sanmıyorum.
Bunun için; “Hatay Devleti, Hatay Tarihi” kitaplarını,
“Kinet’ten Ümraniye’ye Osmanlı Belgelerinde Dörtyol.”
“Sancak, Devlet, Millet; Hatay”,
“İlk kurşunun Seyir Defteri. 1918-2014”
“Hatay Meselesi Bitmiştir. 1938 Hatay”
“Gâvur Dağı’nın Bulanık Tarihindeki Sır Perdesi”. Vs. vs.
Ama kaç kişi, Dünya’da ilk aydınlatılan şehrin Antakya olduğunu bilir?
Ya Sivas?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 108 gün yaşadığı Sivas’ta, o günlere atfen yazılan;
“Milli Mücadele’de Sivas 108 gün,
“Sivas Kongresi Tutanakları”
“Sivas Kongresi Belgeleri”
İle elimde birkaç sayısı bulunan, “Şehir Kültür Dergisi- Hayat Ağacı” adlı çok önemli dergiyi kaç kişi bilir?
Bu kitapları kitap piyasasında bulma olanağı yoktur.
Neden mi?
Nedeni, yerelde basılmış olduğundan piyasada satılmamışlardır.
Belki çok nadiren sahaflara düşmüş olsa da bulunması zordur.
İşte bunlar halen yazılmakta, halen kamuoyuyla paylaşılmaktadır.
Bundan da anlaşılıyor ki, Büyük Atatürk halen bu ülkenin kurtarıcısıdır.
Zira, bir asır sonra da olsa, emsaline yaklaşacak ne siyasetçi, ne de devlet adamı bulma olanağı olmamıştır Dünya’nın.
Diler, ister ve beklerdim ki, yerelde basılan buı kitaplar kamuoyunda da dağıtılsın.