30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
Bayramların en büyüğü olan 30 Ağustos Zafer Bayramının 94.Yılını Ulus olarak büyük coşkuyla kutluyoruz.
Bayramların anası olan bu bayram nedeni ile Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun temeli atılmıştır.
94 yıl önce 30 Ağustos 1922’de istilacı emperyalist güçlere karşı yapılan bu savaşı kazanamasaydık esir bir ülkenin insanları olarak hiçbir bayramı kutlayamayacaktık.
Kazandığımız bu zafer istilacı güçlerce yok edilmeye çalışılan Türk ulusunun yeniden dirilişi, şahlanışı ve var oluşuydu.
Bu var oluşu başta bu zaferin başkomutanı olan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu zaferi kazandıran kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz.
Çünkü onlar olmasaydı ne Türkiye Cumhuriyeti kurulurdu ne de Türk ulusu Anadolu’da kalırdı.
Onlar; Bir ulusu yok etme çabalarını KABUSA dönüştüren, onurlara kadar KAHRAMAN, cesaretlere kadar KARARLIYDILAR.
Onlar; BAĞIMSIZ TÜRKİYE için savaştılar.
İstilacı güçlere karşı yapılan bu savaşla kazanılan bu zafer Türk ulusunu bin yıldır Anadolu’da var olduğunu ve varlığını da sonsuza dek devam ettireceğini dünyaya ilan ediyordu.
Atatürk savaş meydanlarında kazanılan bu zaferin tek başına bir anlam ve değeri olmayacağına dikkati çekmiş ve bağımsızlığın temelinde de güçlü bir ekonominin yattığını yaptığı konuşmalarında sürekli dile getirmişti.
30 Ağustos 1924’de Başkomutanlık Meydan Savaşının ikinci yıl dönümünde Dumlupınar’da yaptığı konuşmasında şöyle diyordu; “Ulusumuzun burada elde ettiği büyük zaferden daha önemli bir ödev peşindedir. Bu zaferin kazanılması, ulusumuzun ekonomi hayatındaki başarıyla mümkün olacaktır.
Hiçbir uygar devlet yoktur ki, ordu ve donanmasından önce ekonomisini düşünmüş olmasın”
Bununla birlikte Atatürk bağımsızlık konusunda da şöyle diyordu;
“Temel ilke Türk ulusunun haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.
Bu ilke, ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla gerçekleşebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan kurtulamaz.
Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla izin verilmez.
Hâlbuki Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür.
Böyle bir ulus esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir”
Yüce Atatürk’ün yaklaşık bir asır önce dile getirdiği bu temel ilkeler karşısında politikacıların uyguladığı görüşler bir yönde bağımsızlığımızı tehlike düşürmüyor mu?
“Tarih tekerrürden ibarettir” derler ama zamane politikacılarının tarihten ders almaları gerekmez mi?
İşte üzerinde durulması gereken esas konu budur.
30 Ağustos Zafer Bayramı ulusumuza kutlu olsun.