UYU BEBEK NİNNİ UYUTAYIM SENİ YALANLARLA, DOLANLARLA AVUTAYIM SENİ-Mesut İlhan

CHP’liler, “Yıllar sonra Belediye’de iktidar olduklarına” bin pişman. Tabandaki CHP’lilerin şaibe iddiaları konusunda ağızlarını bıçak açmıyor. Bayram yapan, çakma CHP’liler hariç.
 Onlar bir eli balda, bir eli yağda hallerinden gayet memnun. MHP’li Mehmet Çatal ve AK Parti’li Abdullah Pişkin’in, Nisan meclisi’nde imaa ettikleri “yolsuzluk” iddialarından sonra “Mahmutlar’da yer yerinden oynadı” desek hiçte abartmış olmam, her halde.
 Denize döşenen derin deşarj hattı borusu geçen hafta Mahmutlar’da gündem oldu. Gazetemizin telefonları kilitlendi. İlginçtir ki gazeteye tebrik telefonu açanların çoğunluğu 2009 yılındaki yerel seçimlerinde CHP’ye oy veren arkadaşların olması, beni bile şaşırttı. Belediye yönetiminin, derhal derin deşarj hattı ile ilgili bir açıklama yapması bana göre şart. 18 bin TL nere, 248 bin TL nere? Burda 2 kere 2 etmiyor, bir hesap yanlışı olduğu muhakkak ama “Yanlış he-sap Bağdat’tan döner” derler burada bir yanlış varsa dönülmeli.
 Burada görev, CHP Belde Başkanı aynı zamanda meclis üyesi İbrahim Sayar’a düşüyor. Tabi sadece derin deşarj hattının on kat daha fazla paraya yaptırılması ile de kalmıyor. Yapılan iş, argo tabiri ile 18 yapılmış, yani faso fiso. Bilirkişilerin ilgililere söylediğine göre montaj yerine, boruların üstüne kum torbaları konmuş, ilk dalgada borular Santana Otel’in altındaki sahile vurdu. Acaba tamiri 250 bin TL’ye yapılan bu işe, şimdi kaç para daha verilecek? bunlar halka açık yüreklilikle anlatılmalı, anlatılmazsa CHP, bu şaibelerin altında kalır.
 Geçtiğimiz hafta gazetede “Muhtarlar isyanda” haberi ayrı bir şaibe iddiası. Muhtarlar gazeteye gelerek, “Önemli duyumlar aldık, “Yayladaki Köy boşluğu Orman ve Mera arazileri satılmış” iddiaları dolaşıyor, araştırma içerisin-deyiz” dediler. Hatta bir iddiaya göre Alanya ve yayla ile hiç-bir ilgisi ve bağlantısı bulunmayan bir sürü kişi yayladaki tapulamadan yer sahibi olmuşlar. Buradan CHP’li İbrahim Sayar’a “uyu bebek ninni uyutayım, seni yalanlarla, dolanlarla, avutayım seni” solcu Melike Demirağ’ın 1970’li yıllarda soyguncu sağcılara söylediği şarkıyı hatırlatmam gerek. Oysa İbrahim Sayar, Belediye seçimlerinde “Soymayacağız, soydurmayacağız” sloganı ile halktan oy istememiş miydi? “Göz yummakta, o işe ortak olmak” demektir, hatırlatmak isterim.
Daha bitmedi, şaibe iddialarının ardı arkası kesilmiyor. O-kul yapımındaki ihale ve demir götürülmesi konusunda halk hala ikna olmuş değil, konu yargıda Ali Çelik, Abdullah Piş-kin’in Nisan meclisi’nde okul ile ilgili soruya “Ben 3 defa hakim karşısında hesap verdim” demesinden başka hiçbir açıklama yok. Sahil büfeleri iki defa ihaleye çıkmasına rağmen iptal oldu. İptal olan ihalenin, bir defa daha ihaleye çıkması gerekmez mi? Oysa şimdiki durum ihalesiz iste-dikleri kişilere verilmesi ile son buldu. Mesela bir konunun sürekli halk arasında dedikodusu yapılıyor. Bir işyerinde imar tadilatı konusu, 1500+1500 anlayan anladı herhalde. Anlamayan muhtar Ahmet Top’a sorsun ve kimlerin bu iddiaya göz yumduğunu Muhtar Ahmet Top’tan öğrensinler. Sonuç olarak, bu iddialar hiçbir ilişkisi olmayan gerçek CHP’li Belediye Meclis üyelerinin başında patlayacak.
Burada dik duruşunu sergilemeyen CHP Belde Başkanı İbrahim Sayar suçlanıyor. Oysa İbrahim Sayar’ın bu iddialarla uzaktan yakından hiçbir ilişkisi yok. Sayar bu gibi şeylere hiçbir zaman tenezzül etmez, buna CHP’liler yürekten inanıyor ama sessiz kaldığı için “partisi CHP’ye zarar verir miyim?” diye dilinin bağlandığı söyleniyor. CHP tabanı Mahmutlar’da CHP’nin yıllar yılı hiçbir şaibeye karışmaması onurunu korumak istiyor.
Onun için CHP tabanı kulağı tıpalı, ağzı bantlı, gözü bağlı mutlu adam portresinin içindeki fırtınalı adamın, “Artık, zararın neresinden dönsem kardır” deyip haykırmasını bekliyor.
 CHP Belde Başkanı İbrahim Sayar’ın hiç mi suçu yok, el-bette var, mesela 40 yıllık CHP’li delegeleri listeden sildirip, yerine hala MHP rozeti ile dolaşan kişileri CHP delegesi yapması ve bu işi yaparken, Ali Çelik’ten icazet alması en fazla eleştirildiği konuların başında geliyor. CHP’nin yayınladığı deklarasyonu tüm CHP tabanının imzalamasına rağmen, “Önce Ali Çelik okusun, sonra basına verelim” diyerek kaçak gürüşmesi, AK Parti hakkında muhalefet yapamama-sı, ağzı Çelik tarafından kapatılması, bunlar İbrahim Sayar’ın hızlı bir şekilde erimesine neden oluyor.
 CHP’liler İbrahim Sayar’a şu sözü gönderdiler. “Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerkende, hiç ses çıkarmamaktır” evet İbrahim Sayar, CHP’liler şu anda içlerindeki kara dikenin tüm vücutlarını param parça etmelerine rağmen ses çıkartmıyorlar. CHP’lilerin sessizlikleri utancından değildir, asilliklerindendir, sessiz çığlık bir gün kulağını sağır eder.
 Belediye’yi kazanmak için her şey mubahtır, belki ama “Ne ezen, ne ezilen, insanca halkça bir düzen” sözü onurlu bir mücadelenin sonucunda söylenen bir söz olduğunu bilmeni istiyor, tabandaki CHP’liler.