NELER OLUYOR?
Dün BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) Eş Başkanı olan Türkiye’nin günümüz Ortadoğu bataklığında olmamıza neden olup olmadığı dün tartışılıyordu.
Kanımca bu gün de, yarın da tartışılmaya devam edecektir.
Çünkü, bu projenin içinde olanlar anormal değilse, Ortadoğu’nun ne menemen bataklık olduğunu bilmedikleri kanısındayım.
Tabi mevcut durumdan memnun değilseler.
BOP’u kamuoyunda bilen var mı?
“Kardeşim Esat”ın bir gecede “Katil Eset” olmasının nedenini/nedenlerini bilen var mı?
Durup dururken mezheplerden bahsetmenin, yani mezhep ayırımcılığı yapmanın,
Durup dururken tarikat liderlerini ülkenin geleceğine katkı amacıyla toplayıp onlardan medet ummanın kime ve neye yararı olabilir?
Kanımca bu insanlar Kur’an’ı kerimi tam okuyup, tam yorumlayacak kişiler bile değilken.
Suriye ile olan, yani güney sınırımızın 911 kilometresinin tamamında serili olan mayınların kaldırılma nedenini/nedenlerini bilen var mı?
Bu mayınların toplanmasının, Türkiye İsrail ilişkisinde/dostluğunda katkısı var mı?
Bu gün bu sınıra bilmem kaç metre yüksekliğinde ve uzunluğunda beton duvar yapılmasının nedeni, mayınların temizlenmesi midir?
Suriye ile başlayan kardeşçe ilişkiler sayesinde, karşılıklı ziyaretlerin pasaportsuz yapılmasına karar verilmişken ve hatta bu seyahatler başlamışken bu gün bu sınırlarda bombaların uçuştuğu, uçakların düşürüldüğü alan haline gelmesinin gerçek nedenini/nedenlerini bilen var mı?
Halkımızın önemli bir kısmı geçim derdindeyken,
Yeteri kadar seyahat edip, başta Ülkemiz’i, sonra Dünya’yı tanıyamazken,
Yeteri kadar kitap üretemezken,
Yeteri kadar kitap alıp okuyamazken,
Yeteri kadar tiyatro salonu açılamazken,
Yeteri kadar tiyatro salonlarını dolduramazken,
Pazar, bakkal, manav ve kasabın yanına yaklaşılamazken,
Yaklaşık 3 milyon Suriyeli’yi Ülkemiz içine serpiştirilip, kalanlarına da ya silah atıp, yahut silah verip, bölgeyi kan gölüne çevirmekten yararlanan kimdir?
Aha buradan söylüyorum. Asla dilemiyor ve istemiyorum ama; bir yandan PKK, bir yandan emperyalist baskılar diğer yandan da Suriye savaşı bu ülkeye yeni Atatürk getirmez.
Atatürk’ler her zaman her yerde “soğan biter gibi” bitmez.
Şayet Büyük Atatürk’e benzemek arzusu varsa ki şahsen günümüzde en önemli gereklilik olduğuna inananlardanım. O zaman bunun yolu kamuoyundan alabildiğince sır saklamakta değildir.
Zira her sır, ayrı bir şüpheyi doğurur.
Güven bunalımı yaratır.
Ülke kaosa girer. Bu kaos kavgaya, hatta bölünmeye kadar gider Allah korusun.