“Halk, beldeyi kimlerle yönettiğinizi biliyor!”
AK Parti Mahmutlar Belde Başkanı Muhterem Anılgan, belediye başkanı Ali Çelik’in Alanya’da yerel bir gazeteye verdiği röportajın hiç inandırıcı ve samimi olmadığını söyledi.
“Beldemizi halkımızla beraber yöneteceğiz” ifadesinin, sadece bir kandırmaca ve seçim sloganından ibaret olduğunu söyleyen Anılgan, “Beldemizi kimlerle yönettiğinizi halkımız gayet iyi biliyor!”, diyerek, röportajın inceliklerini açıkladı.
Anılgan, “Evet. Senin ayakkabıların değil, seçimden sonra ne kadar değiştiğini, yaşam tarzının 360 derece değiştiğini, “halk adamıyım” diye, seçim süresince kandırdığın halkımıza kısaca anlatmak istedik.
Ben Mahmutlar’da doğup büyüyen bir insan olarak, ilk kez senin simsiyah gözlükler kullanarak, rugan ayakkabı giyerek, röportajında bahsetmediğin SİYAH MERCEDESİN ile halktan ne kadar farklı ve lüks bir yaşam tarzının olduğunu anlatmak istedim.
Mesela; önceki hayatında sigarayı bile parasızlıktan zor içtiğini kendin beyan ederken, bugün gizli saklı köşelerde zenginlerin içtiği purodan içerek, lüks yaşamına devam ediyorsun. Normal hayatın bu olsaydı, elbette ki, bunları anlatma gereği duymazdım.
Şimdi ben size soruyorum:
Şimdi bir sizin yaşam tarzınıza ve bindiğiniz arabaya bakın, bir de artık içinde olmadığınız halkın yaşam tarzına bakın!!!
Siz görevinizi teslim alırken, “Rozetimi bırakacağım, herkesin belediye başkanı olacağım” demiştiniz. Ancak, göreve geldiğiniz günden beri seçimlerde size muhalif olan ve oy vermeyen esnaf, yatırımcı, iş adamı, vatandaş, personel kim varsa onları ezmek, cezalandırmak ve sindirmek için ne gerekiyorsa her türlü yolu deniyorsunuz. (Buna adam dövmek ve dövdürtmek dahil)
Seçim arifesinde şahsıma, sayın Alaattin Çakır’a ve ailesine her türlü ve karalamayı yapan siz değil misiniz?
Edep ve haya, yeni mi aklınıza geldi? Oysa ki; edep ve haya insanlarda doğuştan var olan, insani değerlerdir. Edep ve haya sonradan kazanılmaz.
“Halk arasında halkla iç içe olan bir başkansınız” sorusuna; artık kaçamak cevaplar verdiğinizi görüyoruz.
Yani, “Ben, halkın arasına çıkamıyorum. Beni arayan, 24 saat cep telefonumdan bulur”, diyerek, bir kez daha halktan ne kadar uzak ve halka yabancı biri olduğunuzu açıkça ortaya koymaktasınız.
“Mahmutlar’ı bir dünya kenti yapacağından” bahseden sizlerin, bu düşüncelerinizle yapmaya çalıştığınız işler arasında bir benzerlik olmadığı ortadadır.
Gerçi sizin de hakkınızı yememek lazım: Size oy veren halkımıza hiçbir hizmet sözü vermediniz! Dolayısıyla, seçilirken sizin vizyonunuz da, yaptıklarınız da, yapacaklarınız da ortadaydı!
Göreve geldiğiniz ilk günden itibaren, “Belediyenin bazı birimlerinde personel değişikliği yaptığınızı, bunun çalışan personelin asli kadrolarına göndermekten ibaret olduğunu” belirtiyorsunuz.
Bu açıklamalarınız, riyadan ibarettir. Böyle bir şeyin olmadığını, işçiler üzerinde açık açık siyaset yaptığınızı, kin ve husumet duygularınızı tatmin ettiğinizi, işçilerimiz dahil herkes bilmektedir.
Eğer, yaptığınız her işçinin kendi kadrosunda çalışmasını temin etmek ise; o zaman bugün itfaiye kadrosunda olanlar neden Fen İşlerinde, Zabıta Memurluğunda ve diğer birimlerde çalıştırılmaktadırlar? Veya, diğer birimlerde olan bir çok personel, neden kendi branşı dışında çalıştırılmaktadır? Öyle değil diyorsanız, kimin kadrosunun ne olduğunu ve nerede çalıştığını halkımıza yazılı olarak açıklayın. Zira, beldeyi halkımızla yönetmek istiyorsunuz ya, madem bu düşüncenizde samimisiniz, önce personelin hangi kadroda olduğunu ve nerede çalıştığını halkımıza açıklayın.
Bu arada, sürgüne gönderdiğiniz 2 personel size karşı açtığı davayı kazanarak, göreve iade kararı verilmiştir. Ancak siz, siz kararı temyiz edilmek üzere bir üst mahkemeye gönderdiniz. 2 emekçinin işe iade kararını temyize gönderirken, sizin sanık olduğunuz, belediyeye ait kararları neden temyize göndermiyorsunuz? Çıkın halka açıklayın! Beraber yöneteceksiniz ya! Halkımızın da, kiminle beldeyi yöneteceğini bilmesi en doğal hakkı!
Ayrıca, çalışan tüm personelin aklı da fikri de kendilerine yetmektedir. Sizin haricinizde hiç kimsenin yönlendirilmeye ihtiyacı yoktur. Personel konusunda, riya yaptığınız son derece açıktır.
“D-400 karayolu en büyük sorunumuz” diyerek, buradaki can kaybından bahsediyorsunuz.
Bu yol, siz belediye başkan yardımcısı olarak daha önce görevdeyken de, dün de bugün de hep buradaydı. Sayın Alaattin Çakır, bu yolun yapılması ile ilgili önemli mücadeleler vermiştir.
Ve 1 kilometrelik düzenleme projesini ve 5 kilometrelik aydınlatma projesini ve 4.5 kilometrelik istinat duvarı projesini hayata geçirmiştir. Kaldırımlar ve orta refüj de Karayoları tarafından şu anda yapılmaktadır.
Sizin yapacağınız nedir?
Neden, tam olarak halkla paylaşmıyorsunuz?
Neden ihaleyi gizli tuttunuz?
Neden işleri gizli yürütüyorsunuz?
Beldeyi böyle mi halkla yöneteceksiniz?
Sizin yapacağınız, devede kulaktır.
Ancak, bu kadar candan bahseden sizin, sayın Alaattin Çakır’ı ve hizmeti paylaştığı yatırımcıları, defalarca Valiliğe şikayetiniz, burada yapılan istinat duvarını durdurmaya çalışmanız, burada kaybedilen canları düşünmediğinizi, bugün gümrükten mal kaçırırcasına, bu işin geriye kalanını ihale ederek, sağlayacağınız rantı mı düşündünüz.
Devam eden devlet yatırımlarından bahsederken, birkaç yatırımınızdan bahisle, eğitim öncelikli yatırımlardan bahsetmişsiniz.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; yaptık dediğiniz okulun demirini çalmak, okula şaibe karıştırmaktan hakkınızda ortaya atılan iddialar ve davalar, 112 acil servis binası yaptık diyorsunuz. 112 acil servis hizmeti sayın Alaattin Çakır tarafından beldemize kazandırılmıştır. Bugün bina yaptığınız yer de kendisi tarafından tahsisi alınarak, beldemize kazandırılmıştır. Siz, 112 ile ilgili bir şey açıklamak istiyorsanız: önce, bu binayı kimin yaptığını, kaç paraya yapıldığını ve parasının nereden ve kimin tarafından karşılandığını açıklayın.
Sanat sokağı, sayın Alaattin çakır’ın görev süresi içerisinde açılmış olup, kendinize mal etmenizle birlikte, burada çalışan sanatçılarımıza verilen sandıkların ve çadırların maliyetini halkımıza açıklayın. Bu işler kaç paraya yapıldı? Hangi firma yaptı? Hangi ihale ile yapıldı?
“Önümüzdeki günlerde yapacağız” dediğiniz, 24 derslikli ilköğretim okuluna gelince; bu okulun yeri, projesi ve ödenekleri dahil olmak üzere, yine sayın Alaattin Çakır tarafından yaptırılmış ve takip edilmiştir.
“Halk ekmek projemizi gerçekleştirdik” derken, burada halkın ekmek hassasiyeti ile oynadığınızı bir kez daha belirtmek isterim.
Yaklaşık 1 yıl önce, halk ekmek büfelerini, kendi çıkar ve menfaatleriniz göz önüne alarak, buraya yerleştiren sizler, müfettişin “büfeler nasıl buraya konuldu?”sorusuna, “haberimiz yok, bilmiyoruz, işgal etmişler” cevabını veren de sizsiniz.
Yine, ekmek büfeleri burada iken ve bir kişiye önceden ihale edilmişken, aynı yeri göstermelik olarak, 1 Nisan’da ihaleye çıkaran da sizsiniz. Bence, bunları halkımızla paylaşmalısınız. Sizin, beldeyi ve belediyeyi nasıl yönettiğinizi onlar da bilmeliler.
Sonuç olarak; halk bir yıllık görev sürenizde, alması gereken mesajı almıştır. Bizim söylediklerimiz, objektif bakış açımızla ve somut belgelerden yola çıkılarak ortaya konulan gerçeklerdir. Riya yaparak, halkımızı hala daha kandırmaya çalışmanız, onur kırıcı bir durumdur. Buna, göz yummamız ve tabii olmamız, söz konusu değildir.
Halkımızı bilgilendirmek adına yapmış olduğum bu açıklamamla birlikte, halkımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”