BİZİM HİÇ Mİ SUÇUMUZ YOK?
Devletin elini ülke yönetiminden ağır ağır çekmeye başladığı yıllara kadar gitmeden bugünkü sıkıntıları tam olarak anlamamız mümkün değil.
Gözlüklerini burnunun ucuna kadar indirip vatandaşın yüzüne bile bakmadan “ne istiyorsun” diye azarlayan o despot ‘memurlarla’ başladı.
Meslek sahibi olmak yerine bir partinin askeri olup iktidar nimetlerinden faydalanmayı seçen ‘çapsızlarla’ devam etti bu çöküş.
Kolundaki iki çizgiden aldığı güçle babası yaşındakileri tokatlayan ‘askerlerin’ eseridir bu tablo.
Sendikacılık yerine siyasetçilik oynayan çalışanın değil de mensubu olduğu partinin çıkarlarını koruyan ’ağaların’ emeği çoktur gelinen noktada.
Dindarla, kindarı ayırt edemeyen her ‘Müslüman’ın’ payı var tüm bu yaşananlarda.
Gazetecilik mesleğini ticaret kalemini tehdit için kullanan ‘medya baronlarının’ en kötü manşetidir o okuduklarımız.
Geldiğimiz noktada; eğer her gün kadın cinayetleri oluyorsa, evladını adam gibi yetiştiremeyen ‘annelerdedir’ suç.
Bizim neyimize üç çocuk?
Hala 18 kişilik araca 45 kişiyi doldurup ırgatlık yaptırıyorsak yıkılsın duble yollar düzen olmayınca yola devamın ne anlamı var?
Üç tarafı denizlerle kaplı ülkende balıkçılık yerine kaçak göçmen ticareti yapılıyorsa kurusun o denizler.
“Pazarlık sünnettir” diyerek ülkeyi pazarlayanların “dindar” olduğuna inanıp desteklemişsek işçi pazarlarına ve iş kazalarına neden şaşıyoruz ki?
“Ben bu devletin” diyerek tepki gösterip şimdi devletin yok olmasına üzülmenin anlamı yok. Devlet yok oldu.
Denetim, hukuk, yargı, yasama hepsini tek bir gücün insafına bıraktık el birliği ile.
Soma’da ölenlere gözyaşı döküyorsan, Ermenek’te kömür tozuna gömülen garibanlara ağlıyorsan “o bedava kömürleri kabul etmeyecektin.”
İnşaattan düşüp ölen, madenlerde hayatını yitiren, cehalet cinayetlerine kurban giden, şehit edilen, küresel güçlerin bir parmak şaklatmasıyla saf değiştiren, barıştırmak yerine savaştıran bir zihniyet hepimizin eseri.
Millet kavramını sadece sandıkta hatırlayıp gerçekte bütün milliyetçilikleri ayakaltında ezen bir milliyet düşmanlığı hepimizin eseridir.
“Öyle ben oy vermedim filan” demek yok.
Bu düzenin mimarı iktidarıyla muhalefetiyle bugünkü siyasi liderlerdir.
Son 13 yılda 14 binden fazla insanımız iş kazalarına kurban gitmiş.
Bu zayiatla üç ülke zapt edilirdi.
Emeğin ve alın terinin’ bakan çocuklarının’ saç teli kadar bile değerinin olmadığı “Yeni Türkiye” hepimizin eseridir.
Kızmak, darılmak ve gocunmak yok…