AK PARTİ’Lİ DOSTLARA

Geçtiğimiz hafta, ‘Bu yazıyı herkes okumalı’ adlı köşe yazım için binlerce tebrik aldım.
Bence bu sizin güzelliğiniz, yorumlarınız, övgüleriniz beni şımartacak güzellikte ama şimdi şımarma zamanı değil.
AK Parti’li dostlarımız bile Büyükşehir yasasından memnun değil.
Perde arkasında göz kırpma ile olacak bir şey de değil, memnuniyetsizlik.
Eğer bu büyükşehir yasası Mahmutlar’ımıza uymuyorsa, ‘bu gömlek bize çok dar geliyordur’ demek.
AK Parti’li dostlarımız en kısa zamanda harekete geçerek, Mahmutlar’ımızın hak ettiği ilçeliği almak için tüm birikimlerimizi güncelleyip, önce Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Menderes Türel’e, daha sonra Yörükoğlu Taşkent’li Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanında soluğu almalı, olmadı mı bir daha, o da olmadı mı, bir daha bir daha hakkımızı alasıya kadar devam edeceğiz.
Dedim ya, bu gömlek bize dar geliyor.
Dimçayı ırmağının doğu tarafı ile Demirtaş arasına kurulacak olan bir Mahmutlar ilçesi çok değil, iki yıl içinde tam 300 bin nüfusa ulaşır.
Bu bölgede şu anda bile 100 bin nüfusun yaşadığı biliniyor.
Diyorum ya, borç istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz.
AK Parti hükümetinin, ‘20 bin nüfus kriterini tamamlayan beldeler ilçe olabilir’ yasasının Mahmutlar’a uygulanmasını istiyoruz.
30 bin nüfusumuz ile biz kimseye biat etmeyeceğiz.
‘Şu partiye oy vermeyin, bu partiye oy verin, sizi ilçe yapalım’ diyenlere de teslim olmayacağız.
Evet biz diz çökeriz, ama sadece zeybek oynarken…
Ne demiş Hz. Mevlana, “Ey can! hiç kimseye hak ettiğinden daha fazla değer verme. Ya onu kaybedersin, ya da kendini mahfedersin…”
Evet biz Mahmutlar olarak belki de AK Parti’ye hak ettiğinden daha fazla değer verdik ve şimdi maf oluyoruz.
Mahmutlar’ın İç Anadolu’dan sahile ilk inebilecek en yakın nokta olduğunu Başbakan Ahmet Davutoğlu televizyonda haykırdı.
‘Çift şeritli yollar ve tünellerle beraber, Konya-Alanya arası iki saat dedim’ dedi.
Peki, İç Anadolu’dan sahile ayak basan bir yatırımcı veya buradan yazlık alacak bir aile, maf olan bir Mahmutlar’dan kaçmaz mı, kaçar…
Peki, Mahmutlar’ın maf olmaması  için iyi bir yönetim, yerinde bir yönetim şart mı, evet şart..!. O zaman tek çare var ilçe olmak…
Mahmutlar’da onbinlere yakın yabancı uyruklu, burayı yaşam merkezi olarak seçmiş. Burada bu yerleşik yabancıların kendi ülkesinden her ay getirdiği iki-üç bin Euro burada harcanmıyor mu, harcanıyor. Bu meblağda yatırımcı, iş adamı, turizmci, esnaf, garip, gariban, fakir, fukara yararlanmıyor mu, yararlanıyor. Peki, belediye hizmetlerini sorunsuz alan bu yabancılar son zamanlardaki arıtma kokusu başta olmak üzere Mahmutlar’daki olumsuzluklardan rahatsız mı rahatsız. O zaman kendimize bir çeki düzen verelim.
Sırf, ‘Partimiz yıpranmasın’ diye susmayalım.
Mahmutlar’ın hakkını hukukunu koruyalım.
Siyaset insan odaklıdır, insanları rahat ettirebilirsen kazanırsın.
Siyaset ülke için, memleket için, yaşadığın yer için yapılırsa onun adı siyasetçiliktir.
Gerisi dalkavukluktan başka bir şey değildir.
‘Bizde insanız, bizde hata yaptık’ diyen bilen kişileri arar olduk adeta.
Utanabilen insanları çok seviyorum, bok kokusundan burnu deliniyor fakat pertime zarar gelmesin, ‘Koku nerede, ben duymuyorum’ diyebiliyor.
Ya burnu koku almıyor, ya da burnu boktan kalkmıyor bu tür adamların.
Bazen her şeyi doğru yaparız, sonuç yanlış çıkar.
Evet Büyükşehir yasası da işte böyle bir şey.
Hükümet Büyükşehir yasasını ballandıra ballandıra anlattı ama yasa nasıl işliyor, onu da bilmiyor yasayı çıkaranlar.
Evet, sevgili AK Parti’li arkadaşlarım size son söz olarak bir dip not: Disiplin meydanı terk ettiyse, orada demokrasi değil, başıbozukluk hakim olur. Disiplin olmadığı yerde demokrasinin kanalları tıkanır. Mahmutlar’ın şuanda tüm kanalları tıkandığı gibi.