ALANYA İL OLMAK ZORUNDADIR
Alanya; Antalya’ya 130, Mersin’e yaklaşık 400 kilometre mesafede, Toros Dağları ile Ak Deniz sahiline sıkıştırılmış, yüzlerce konaklama tesisine sahip bir turizm kentidir.
Ülke ekonomisine çok büyük döviz girdileri sağlamaktadır.
Alanya’nın çözüm bekleyen yığınlarca sorunu var. Siyasiler, bu sorunları çözeceklerini halkın gözünün içine bakarak her defasında değişik biçimlerde dile getiriyorlar. Ancak, bu güne kadar çözülen veya çözüm için hazırlanmış belli bir takvim henüz ortaya çıkmış değildir. Bu devasa sorunların çözümünde kendisini yetkili ve yeterli sananlar, ya bu sorunların gerçek boyutlarından haberdar değiller, yada; kusura bakmasınlar, kendilerinin henüz bu sorunların çözümünde yeterli olamadıklarının bilincinde değiller.
Zaman, su gibi akıp gidiyor ve boşa giden her geçen gün, Alanya’nın aleyhine işliyor. Dolayısı ile bundan halkımız ve ülkemiz çok zarar görüyor.
“Alanya’nın, hazineye İl düzeyinde katkı sağlayıp, İlçe düzeyinde yardım aldığını hiç düşündünüz mü?” İşte gerçek bunun arkasında gizli ve Alanya’nın hakkı bu noktada yeniyor. Bize ve yetkililere sadece bunu görmek ve bu konuya odaklanarak Alanya’nın hakkını almak kalıyor.
Devlet bütçesinden pay ayırma işlemi, öncelikle, İl’ler baz alınarak planlanır ve ona göre pay dağıtılır. Kendisini Hükümetin Alanya temsilcisi görerek, sorunları çözmeye soyunanlar, asıl güçlerini bu noktada gösterirlerse, sorunların temelden çözüldüğünü göreceklerdir. Alanya’nın yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır. Başta; imar sorunu, alt-yapı sorunu, arıtma sorunu, trafik sorunu, ulaşım sorunu, işsizlik sorunu, turizmin bütünleşmesini sağlayan üretime yönelik yan sanayi işletmelerinin planlama sorunu, hava limanı sorunu, deniz ulaşımı sorunu ve saymakla bitmeyecek daha niceleri.
Bu sorunları kısa vadede “ilçe” yapılanması veya büyükşehir statüsü ile çözeceklerini düşünenler, yanıldıklarını mutlaka anlayacaklardır. İş-işten geçtikten sonra, halkın karşısına nasıl çıkacaklarını ve ne gibi mazeretler göstereceklerini doğrusu merak ediyorum.
Ülke sevdalısı olmak kolay kazanılan bir duygu değildir. Deneyim ister, donanım ister, liyakat ister. Önüne geçilemeyen bir tutkudur. Bir sorunun nasıl çözülebileceğini görebilmek için, üç temel unsuru analiz etmek gerekir. Birincisi; Dünya Devletleri arasındaki yerinizin ve konumunuzun hangi noktada değer bulduğunu, ikincisi; Ülkenizin ekonomik ve sosyal yapısını göz önüne alarak gerçekleşebilirlik yüzdesini ve son olarak; yörenizin çözülmesi gereken öncelikli sorunlarının tespitini doğru yaparak, neleri isteyebileceğinize olan inandırıcılığınızdır. Bunun dışındaki girişimler “Don Kişot’un yel değirmenlerine saldırması” ile aynı değeri taşır.
Nasıl ki; bir kova dolusu suyu, daha küçük bir kaba sığdırabilmek için, ya; bir kısmını dökmemiz, yada; buharlaştırmak suretiyle su miktarını küçültme yolunu seçmemiz en mantıklı çözüm olarak görülüyor ise, “İlçe kabına, yok efendim siyasi çıkar sağlamak için uydurulan büyükşehir statüsü kabına sığmayan Alanya’nın sorunlarına, ya; sığabileceği kabı bulmalıyız” veya sorunların önemli bir kısmını yok saymalıyız. Bu konuda istenilen sonuca ulaşmak için; Alanya’nın Parlamenterleri, Belediye Başkanları, Siyasi Parti Temsilcileri, Demokratik Kitle Örgütleri ve halktan oluşan birlikteliğin, yasalar doğrultusunda hak arama yöntemlerine sırasıyla baş vurmaları, yapılması gereken en doğru harekettir.
Tabi ki; bu konuda, ne kadar istekli, azimli, dürüst ve tutarlı olduğumuzun da, önceden doğru tespit edilmesi, son derece büyük önem taşır.
Saygılarımla.
Not: Bu yazım yeni değildir. 2003 yılında Haber Alanya Gazetesinde aynen yayınlanmıştır. Yazıma sadece “büyükşehir statüsü” kelimesi eklenmiştir.Görülüyor ki geçen 11 yılda hiç bir şey değişmemiştir.