Mahmutlar’a gömülmek istiyorum
Türkiye’nin en uzun süre yayın yapan ve herkesin hayatında farklı bir yeri olan Bizimkiler dizisinde ‘Ayyaş Cemil’ olarak hafızalara kazınan Uğurtan Sayıner bir süredir Alanya’da projeler de yer alıyor. Yarım asırlık tiyatro hayatını anlatan Sayıner, “Ben bugüne kadar hiçbir zaman ‘Sanatçıyım’ demedim ‘Tiyatrocuyum’ dedim.”
BİR zamanların sevilen dizilerinden olan Bizimkiler dizisinde ‘Ayyaş Cemil’ karakteriyle tanınan Uğurtan Sayıner, “Aslına bakarsanız Bizimkiler dizisinden önce tiyatroyla ilk tanışmam 1963 yılında Türk Öğretmenler Sendikası’nın kurduğu tiyatroda oldu. Burada tiyatroyla iyice haşır neşir olduktan sonra uzun yıllar Üç Maymun Kabere’de oynadım. O yıllar gerçek anlamda tiyatronun hayatımın bir parçası haline geldiği yıllardı.” dedi.
TİYATRO İÇİN KARİYERİMİ BIRAKTIM
Tiyatronun bir meşgaleden çıkıp hayatı olduğunu ifade eden Sayıner, “Tiyatro hayatıma girdikten sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdim. Ardından vatani görevime gittim. Askerden 1970 yılında geldim. Aklımda tek şey vardı oda tiyatro. Fakat sezon ortasında olmasından dolayı herkes kadrosunu kurmuştu ve ben bir rol bulamadım. Bir arkadaşımın tavsiyesiyle okuduğum branş olan iktisadı kullana bileceğim bir iş olan İpek Kağıt şirketinin muhasebe bölümünde bir işe istemeyerekte olsa başladım. Ardından Türkiye Jokey Klübü muhasebe müdürlüğü işine geçtim. Tiyatroya hasretim gün ve gün artarken bir telefon aldım. Umur Bugay ve Güner Namlı projesinde rol alma teklifi geldi. İktisatçılık kariyerimi yarıda bırakıp, özlediğim mesleğim olan tiyatroya kavuştum.” diye konuştu.
SANATÇIYIM DEMEDİM
İlk olarak Perihan Abla’nın son bölümleri ile yayın hayatına dahil olduğunu ifade eden Sayıner, “Sonrasında tüm Türkiye ile kucaklaştığım Bizimkiler dizine dahil oldum. Perihan Abla’da rol aldığım 5 bölüm bana tiyatral anlamda çok şey kattı. Bizimkiler dizisi yayına girmeden önce 6 ay süren hazırlık döneminde dizi setine dahil oldum. Bizimkiler benim hayatım boyunca unutamayacağım zamanların başlangıcı oldu. Tiyatro dışında, yazdığım birçok skeç var. Bunların çoğu oyuna uyarlandı. Ayrıca çeşitli sinema filmlerinde de rol aldım. Oynadığım ilk film 1974 yılında beyaz perdedeki yerini bulan Kadir İnanır’ın İstanbul 74 filmiydi. Son oynadığım ise Yağmurdan Sonra adlı sinema filmiydi. Ama ben bugüne kadar hiçbir zaman ‘sanatçıyım’ demedim ‘tiyatrocuyum’ dedim.
YAPILANLARA TİYATRO DEMEK HAKARET OLUR
Tiyatronun teşvik edilmesi gereken bir sanat dalı olduğuna dikkat çeken Sayıner şöyle devam etti; “Tiyatroculuk sürekli desteklenmesi gereken bir konudur ve teşvik edilmelidir. Çünkü bu güne kadar oynadığım her oyundan büyük keyif aldım. Sahneye çıkmak oyuna dahil olmak ve sonrasında gelen alkış sesleri kelimelerle anlatılmayacak kadar güzel duygular. Ben hiçbir zaman bu işi para kazanmak için yapmadım. Birlikte çalıştığım insanların ekonomik kaygılarla bu iş içinde olduğu zamanları düşününce hep içim burkulur. Tiyatroya aşık olmazsanız tiyatrocu olamazsınız. Türkiye’de tiyatronun hayat kazandığı zamanlarda İstanbul başroldeydi. O yıllarda yerleşik tiyatro yapmak oldukça zorlaşmaya başladı.
Devlet yeterince destek vermedi ve bilet fiyatları da yaşam standartlarının üstüne çıktı. Tiyatro severler sahnelerle buluşamaz oldu. Doğal olarak tiyatroya olan ilgi her geçen gün azaldı. Son zamanlarda önüne gelen herkes ben tiyatro yapıyorum diyor. Tiyatro turneleri ayaklar altına düşmeye başladı. Bu gün yanılmıyorsam Anadolu’da 30’a yakın tiyatro var ama bunlara tiyatro demek bu Tiyatro camiasına hakaret etmek olur.”
MAHMUTLARA GÖMÜLMEK İSTİYORUM
Alanya’ya bir tiyatro oyunuyla geldiğini belirten Uğurtan Sayıner, “Mahmutları görür görmez aşık oldum. İstanbul’un keşmekeşinden sonra Mahmutlar bana çok huzur verdi. Sıkı dostlar, çevreler edindim. Kaldığım süre içinde çeşitli tiyatro oyunlarında ve Oba Belediyesi’nin desteklediği 2 filmde rol aldım. Bunlarla uğraşırken bir yandan da Alanya’yı ve insanını tanımak beni burada kalmaya ikna etti diyebilirim. Hayatımın geride kalanını burada geçirmeye karar verdim. Ömrümü burada noktalayıp Alanya’ya gömülmek istiyorum” dedi.
Usta tiyatrocu ayrıca, Alanya’da tiyatroya meraklı birçok gencin olduğunu ve yerel yönetimlerin bu gençlere imkan sağlaması gerektiğini söyledi. Tiyatrocu Sayıner, Eğer imkan tanıyabilirse hem o yörenin kültürü belirli bir seviyeye gelecektir hem de oyuncuların üretkenliği artacağının altını çizdi.