PROFESYONEL YÖNETİCİLERİN YETİŞTİRİLMESİ

Ekonomik, siyasal ve toplumsal görüşlerin egemen güçler lehine hızla değiştiği dünyamızda bu değişikliklere ayak uydurabilmemiz için çağdaş yönetim içinde yer alan profesyonel yöneticilerin yetiştirilmesine büyük ihtiyaç duyulmaktadır.
Öncelikle profesyonel yöneticiyi tanımlarsak; örgüt psikolojisini iyi bilen, uzmanları eşgüdümleyen, kararları onaylayan ancak siyasete daha az oranda formüle eden yönetici tipidir.
Bilindiği üzere bir ülkenin kalkınma çabalarına girişmesi ile uğraşabilecek başarısı öncelikle o ülkenin kendi yapısına uygun, bilimsel araştırmalara önem veren profesyonel yöneticilerden oluşan bir yönetim modeli ile gerçekleşebilir.
Bu konu üzerindeki görüşlerimi – 2 Aralık 1992 tarihli Cumhuriyet gazetesinde – Mart-Nisan 1993 tarihli Seka dergisinde – 11 Eylül 2007 tarihli Mahmutlar Post Gazetesinde “Profesyonel Yöneticiler” adı altına yayımlanan makalelerimde açıklamaya çalışmıştım.
Yinelemekte fayda görmekteyim.
Esasında profesyonel yöneticilerin yetiştirilmesi ancak öğrenimle birlikte eğitimle olur.
Bu şekilde eğitilerek yetiştirilen yöneticiler her zaman ve bilimi baz alarak o kuruluşu yönetirler.
Bu durum o ülkenin hızla kalkınmasına neden olur.
Örnek olarak Fransa’yı ele alalım.
2. Dünya Savaşında yerle bir olan Fransa’nın yeniden kalkınması için iyi yetişen yöneticilere büyük ihtiyaç duyulduğunu o zaman ki Devlet Başkanı Degol ileri sürerek 1945 yılında Ulusal Yöneticilik Okulunu aşmış ve bütün yöneticilerin bu okulda eğitilerek yönetici olmalarına sağlamıştır.
Bu sistem hala da devam etmektedir.
Bize gelince, üzülerek ifade etmek gerekirse Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne kadar gerek bilimsel yönetim gerekse yöneticilerin yetiştirilmesi üzerinde açık ve belirli bir politika geliştirilememiştir.
Hal böyle olunca özellikle kamu sektöründe yönetim konusunda yeterince bilgilendirilmeden iş başına gelen yöneticilerimizin durumuna bakarsak, bu kadrolara getirilecek kişilerde liyakat ve kariyer aranmadan politik tercihler ön planda tutulmuştur.
Bu durum yönetimin verimliliğini olumsuz yönde etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir. Netice olarak diyebiliriz ki Ülkemizde yönetimde istikrar ve tarafsızlık ilkesini gerçekleştirmek ve değişen dünya koşullarına ayak uydurabilmemiz için yeni bir personel yasasının yürürlüğe girmesi ile birlikte bu yasada profesyonel yöneticilerden oluşacak, ayrı bir sınıftaki yöneticilerin Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsünde yetiştirilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasına büyük ihtiyaç duyulmaktadır.
Unutmayalım yöneticilik uzmanlık dalı olup bizi yönetenlerin bu kamuoyuna önem vermesi yerinde olur görüşündeyiz.