SEÇİLECEK YEREL YÖNETİCİ ADAYLARININ NİTELİKLERİ

Yaklaşık altı ay sonra ülkemiz yeni bir seçim atmosferi içine girecek.
Bu seçimde “Demokrasinin beşiği” olarak kabul edilen yerel yönetimler ve bu yönetimlerde seçim yoluyla görev alacak kişilerde bazı özelliklerin bulunması gerekmektedir.
Bu konuyu Mart 2009’da yapılan son yerel seçimlerden önce de Mahmutlar Post Gazetesinde yayımlanan makalelerimde açıklamaya çalışmıştım.
Yinelemekte fayda görmekteyim.
Öncelikle seçimlerde aday olacak kişilerde aranacak en önemli özelliğin başında temiz bir sicile sahip olmaları gerekir.
Bundaki amaç rant koşullarının egemen olduğu yerel yönetimlerde toplumca hiçbir zaman kabul edilmeyen rüşvet, talan ve yolsuzluk gibi istenmeyen olayların ortaya çıkmasıdır.
Çünkü yerel yönetimlerde seçilen kişiler topluma her zaman örnek olmalarının yanında toplumla bütünleşmek ve halkın sorunlarını bilmek zorundadırlar.
Yine bu kişiler oluşan sorunlara insan odaklı ve kamu yararı baz alınmak kaydıyla çözüm üretebilmeleri içinde öğrenimli, eğitimli, kültürlü, bilgili ve tutarlı bir özelliğe sahip olmaları gerekir.
İşte bu nitelikte olan adaylar yapılacak yerel seçimde seçilip göreve geldikleri takdirde oluşan sorunlara çözüm üretebilirler.
Biz burada seçimlerde aday olacak kişilerde var olması gereken bazı özelliklerin neler olacağını açıklamaya çalıştık.
Ancak uygulamalarda bu özellikte olan kişiler yerine o partinin genel merkezinde “atama” yöntemi ile aday olan kişilerin yerel seçimlere katıldığı görülmektedir.
Örneğin; Belediye Başkanlığı, ya da Belediye Meclis Üyeliklerine aday olacak kişiler ya o partinin örgütünde görev yapan kişiler ya da partili inşaat müteahhitleri, Esnaf Odası Başkanları ya da ticaretle uğraşan kişilerden oluştuğu görülmektedir.
Bu durum, o yörenin kent ölçeğinde oluşan sorunların çözümü yönünde çaba gösteren, yaşadığı çevreyi kendine dert edinen önder ve duyarlı kişiler bu sistem içinde üzülerek ifade emek gerekirse kendilerine yer bulamadığı gibi siyasal yapılama içine de giremediği görülmektedir.
Hal böyle olunca, seçime katılacak partilerin aday saptama sırasında o yöredeki toplumun katılımı dikkate alınmadan partilerin genel merkezince belirlenen adayların seçime katıldıkları görülmektedir.
Bu durum demokrasiyi dillerinden düşürmeyen partilerin demokrasi anlayışına ters düşmektedir.
Netice olarak diyebiliriz ki;
Parti içinde oluşan bu gibi sorunların çözümünde öncelikli olarak siyasal partilerin demokrasi kurallarını benimseyerek uygulaması yerinde olur görüşündeyiz.