SİYASETTE MAKYAVELİZM

Bizim gibi bilgi ve bilinç düzeyinin yeterli ölçüde gelişmediği toplumlarda siyasete soyunan kişiler, toplumu kendi çıkarları doğrultusunda etkilerken Makyavelizm görüşünü dikkate alırlar.
Bilindiği üzere bu görüşün temel özelliği kişi ya da kişilerin herhangi bir konuda amacına ulaşmak için her türlü aracı hoş gören bir anlayışla kullanmalarıdır.
Esasında siyasete soyunan kişilerin de amacı budur.
Siyaset toplumu öyle ya da böyle ikna etme sanatı olduğuna göre siyasete soyunan kişilerin de o toplumun genel özelliklerini bilmeleri gerekir.
Örneğin; Toplumda inanç kültürü ön planda tutuluyorsa “ kutsal din” unsurunu ele alarak toplumun tutum ve davranışlarını “kendi çıkarları” doğrultusunda değiştirmeye çalışırlar.
İşte burada amaca ulaşmak için her yol mubahtır görüşü olan Makyavelizm’i dikkate alırlar.
63 yıllık çok partili siyaset yaşamımızda bunların örneklerini gördük ve görmeye devam etmekteyiz.
Örneğin; tek başına iktidara gelen dört siyasi partinin genel başkanları genelde “kutsal din” unsurunu ele alarak toplumu etkilemeye çalışmışlardır.
Tabi bu gibi işlemlerin yapılması içinde tek yönlü etkileme aracı olan propagandayı arkalarına alarak kullanırlar.
Tarihte bu yöntemi kullanarak diktatör olan siyaset adamlarına da rastlamaktayız.
Örneğin; 1933 yılında seçimle iktidara gelen Hitler’in Propaganda Bakanı olan Joseph Goebbels’in Alman halkını etkilemek için öne sürdüğü görüşleri de bir hayli ilgi çekiciydi.
Bu görüşleri;
1-Amacımız doğruları söylemek değil, insanları etkilemektir.
2-Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.
3-Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkarı olmalıdır.
4-Bana vicdansız bir medya temin et, sana bilinçsiz bir halk sunayım.
5-Hıristiyanlığın bu kadar etkili olmasının sebebi 2000 yıldır aynı şeyi söylüyor olmasıdır.
6-İstediğimizi biliyoruz ve bildiğimizi de istiyoruz.
Şeklinde açıklamıştı.
Ama sonucun ne olduğunu tarih kitapları yazmıştı..
Görüleceği üzere siyaset toplumu kendi görüşleri doğrultusunda etkileme sanatı olmasına karşı bu sanat icra edilirken siyasete soyunan kişilerin amaçlarına ulaşmak için her yol mubahtır görüşü yerine artık bilimsel bir nitelik kazanmış olan Halkla İlişkiler üzerinde önemle durmaları gerekmektedir.
Çünkü bilişim çağındayız.
Siyasetçilerin yaptıkları her işleminde, sosyal medya kanalı ile anında topluma yansıtıldığını unutmamaları gerekmektedir.