TARİHÇİLER NİÇİN YALAN YAZAR? (2)

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu konuda 1983 yılında kitap yazma kınusunda yaşadığım bir olayı burda yazmak istiyorum.

12 Eylül hükümet darbesinden sonra siyasi iktidarın Milli eğitim bakanı ders kitaplarını yeniden yazılması konusunda çalışma başlattı.

Yeni yazılacak ders kitaplarından bir tanesinide komisyon olarak biz yazacaktık. Bir yaz tatilinde  bir okula kapandık ve bize verilen ders kitabını yazdık.

Sonuç, içindeki bazı tarihi bilgiler sakıncalı bulundu eski bilgileri yeni yazdığımız kitabımıza tekrar almak zorunda kaldık.

Peki neden?

Çünkü emir büyüklerden dediler.

“Millî tarih”  diye yazılan tarihin millilikten uzak olmasının sebebide tarihçilerin birbiriyle çatışmasından ve siyasi iktidarın tutumundan kaynaklanıyordu.

Böyle bir tarihçiler heyeti, konferans salonlarındaki kürsülere kurulurlar ya da televizyon ekranlarına dizilirler. Birbirleriyle kıyasıya tartışsalar da gerçekleri anlatmaktan uzak konuşmalarla kendilerini ve taraftarlarını mutlu etmek için çalışırlar.

Tarihte işlerine gelenleri öne çıkarırlar, içlerine gelmeyen gerçeklerin üstünü örterler.

Her tarihçi doğal olarak bir millete mensuptur. Her fizikçi de öyledir.

Ancak bir fizikçi, milletine göre kural koyamıyacağı gibi, tarihçi de milletine göre tarih yapmamalıdır.

O, yazdığı tarihte milletini, dinini, felsefesini tabiki savunmalıdır ancak her konuda haklı çıkarmaya yanlışları doğru gibi anlatmaya uğraşmamalıdır.

Gerçek bir tarihçi, dünyanın neresinde olursa olsun, gerçekleri dile getirmekten çekinmez.

Hiçbir kişiyi veya milleti kayırmaz.

Hiçbir kişiye, millete, dine veya mezhebe düşmanlık da gütmez. O gerçeğe bağlıdır ve gerçeklerin savunucusudur.

İyi bir tarihçi, olgulara bakarak, belgeleri, kanıtları inceleyerek yorumda bulunur. Arşivden işine gelen belgeleri cımbızla çıkarıp alma yerine, bunların tümünü değerlendirir. Karşı tarafı da dinler.

Peki bu yanlışları sadece bizim tarihçilermi yapıyor?

Tabiki hayır. Onlar yapıyor o halde biz neden yapmıyoruz anlayışı hakimdir.

Yada onların yazdıklarını onların belgeleriyle olduğu gibi kabul edip tarih yazmaktayız.

Bunların üzerine siyasi iktidarda tarihçileri yönlendirmek için çaba içerisindedir.

Siyasi iktidarın “Arşivlerimizi açtık, gelin bakın” demesi “Geride bıraktığımız belgelere bakın” demektir.

Mesela bir çok konuda olduğu gibi Ermeni konusundada “Tarihçilerden ortak bir komisyon kuralım, onlar araştırsın” demek ise “Senin adamlarınla benimkiler bir araya gelsin, her ikimizin menfaati de korunsun” demektir.

Milletlerin bunların hiç birine ihtiyacı yoktur gerçek tarihçi, gerçek olduğu ayyuka çıkmış olaylar hakkında mahzenlerde belge aramaktan çok, kendisinin ve başka halkların çektikleri acıları, döktükleri gözyaşlarını daha çok hesaba katmalıdır.

Vicdanlı bir tarihçi, sınıf, din milliyet ayrımı gözetmeksizin bütün insanlığın geçmişte çektiği acıları anlar ve yazar.

Kendini onlarla özdeşleştirir. Böyle bir tutum takınan tarihçi, gerçekte mensup olduğu millete büyük bir hizmette bulunmuş olur.

Çünkü uygarlık yolunda ilerleme, adil bir düzen kurma çabasında olan halkın geçmişte olan bitenle ilgili olarak gerçeği bilmeye ihtiyacı vardır.

Yalan üzerine bina edilen tarih, aradan yüz yıl da geçse, yerle bir olur.

Bitti.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
TARİHÇİLER NİÇİN YALAN YAZAR? (2)

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Reklam Alanı
Reklam Alanı
Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin