Lozan Anlaşması konusunda son günlerde farklı açıklamalar geliyor.
Birileri “bize Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştılar, Şöyle bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’la verdik” derken.
Birileride Lozan Barış Antlaşmasında Türkiye’nin Meis adası dışında önemli bir ada kaybetmediğini rahatlıkla söyleyebilir,
Ege denizindeki adalar bazılarının dediği gibi Lozan’dan önce kaybedilmedi, bu adalar Lozan’da ve Lozan’dan sonra sayın İsmet İnönü zamanında kaybedildi.
İkinci gurup; “Ege Adaları ve 12 Ada’nın neredeyse tamamının, 1923 yılındaki Lozan Antlaşması’ndan yaklaşık 10 yıl önce kaybedildiğini İsmet Paşa, Kasım 1922’de Lozan görüşmeleri için İsviçre’ye giderken 12 Ada’da İtalyan ordusu, Ege Adaları’nda da Yunan ordusu vardı” diyor.
Evet bu doğru,
Biz Anadolu’da kurtuluş mücadelesi verirken oralar işgal altıdaydı. Peki biz onların oradaki varlığını nerde onayladık?
Tabiki Lozan da, ve Lozan’dan sonra İsmet İnönü iktidarında.
12 Adanın kaybedilişini Abdülhamit’e dayandıranlar ayrı bir gaflet içerisindeler oda başka bir konu.
Lozan Anlaşmasını, kazandığımız kurtuluş savaşı sonrasında imzaladığımızı unutmamamız gerekir. Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923) öncelikli amacı neydi?
Tabii ki Misak-ı Milli’yi kabul ettirmekti.
Lozan’a giden İsmet Paşa heyetine TBMM’nin verdiği taviz verilmemesi istenen 14 talimattan 4. talimat neydi? Tabiki “Ege Adaları”yla ve “12 Ada”yla ilgiliydi
Peki İsmet paşa ve heyeti bu konuda ne yaptı?
Lozan’da ne misakı milliyi kabul ettirtebildi nede 12 Adayı alabildi.
Suçlu aramıyorum ancak Adaları Lozan’da alamadık, burada İsmet İnönü vardı.
1938 den sonra ise Yunanlılara kaptırdık. burada da İsmet İnönü vardı. Bunu bilelim istiyorım.
Biz Kurtuluş savaşını kazanmadık mı? kazandık.. Düşmanı denize dökmedik mi? Döktük… O zaman nasıl oldu da Ege’den Akdeniz’e kadar kıyılarımızı bir perde gibi kuşatmış burnumuzun dibindeki adaların 500 kilometre uzaktaki Yunanistan’a ait olduğunu kabul ettik.
Savaşı Yunanlar kazanmış ise o başka tabi.
Lozan’ı zafer olarak görenler 12 Ada meselesini de hafızamızdan silmiş oldular.
Silinmeseydi hiç olmazsa acısı kalırdı içimizde. O acıyla düşünmeye zorlardık beynimizi, belki bir çıkış noktası bulurduk.
Peki 12 Ada’nın elimizden nasıl gitti?
1911 yılında İtalyanlar Trablusgarb’a saldırmış ve bizi barışa zorlamak için Rodos ve 12 Ada’yı geçici olarak işgal etti.1912 Ekim’inde Uşi’de yapılan antlaşmanın 2. maddesi gereği biz Trablusgarb’dan askerimizi derhal çekecek, İtalya da adaları derhal teslim edecekti.
Tam bu sırada Balkan Harbi patlak verdi. Yunan donanması 12 Ada’yı işgale hazırlanıyordu. Sırf adaları Yunanlılara kaptırmamak için İtalyanlara, ‘Hiç değilse savaş sonuna kadar kalın’ demek zorunda kaldık.
Lozan’da ne mi oldu?
- maddeyle 12 Ada’nın tapusunu İtalya’ya bıraktık.
Ta ki, 2. Dünya Savaşı’nda anavatanları tehdit altında kalan İtalyanlar hem Libya’dan, hem de Adalar’dan çekilme kararı alıncaya kadar bu durum devam etti.
O tarihte İtalya ve Almanya yalvardı. ne olur “adaları alın” dedi
Almadık, bizim başkasının(!) toprağında gözümüz yok dedik.
Sonra İtalyanlar gitti, Almanlar işgal etti adaları. Onlar da 1945 yılında gelin adaları alın dediler
Türkiye buna da yanaşmadı. ‘Bizim sınırlarımızı dışında bir çakıl taşında dahi gözümüz yok’ dedi.
Biz adaları almayınca10 Şubat 1947 tarihinde Paris Konferansıyla 12 Ada Yunanlılara teslim edildi.
Bir kesimin yerden yere vurduğu Lozan, Türk Tarihi’nin en şerefli anlaşmalarındandır!
Senelerce süren savaşlardan bitkin ve yorgun ama zaferle çıkabilmiş bir devlet, yani Türkiye, anlaşma masasında o şartlarda alabileceği herşeyi almıştır. Ancak Musul, Batı Trakya ve12 Ada gibi yerleri de kaybetmiştir.
Körü körüne Lozan’ı savunanlar ve Zafer olarak görenler eğer o günlerin şartlarında bu kadar olmuştur deseler daha inandırıcı olurlar.
Yada Lozan anlaşmasını tamamen bir hezimet olarak görenlerinde haksızlık yaptıklarını bilmesini isterim.. Çünkü LOZAN da sadece 12 Ada yoktur…